Muğla Valiliğinin resmi internet sitesinden yaptığı açıklamaya göre; Muğla'daki tesislerde, 340 bin yatak kapasitesi bulunuyor. Kenti, her yıl yaklaşık 3,5 milyon turist ziyaret ediyor. Geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda 9 günlük tatil dolayısıyla büyük bir yoğunluk yaşadık. Kafadan atma usulüyle 1,5 milyon araç ve 10 milyon yerli 2 milyon yabancı turist geldiği tesbiti kabul edildi. Aslında yayınlanan haberleri takip eden herkes, başka bir veriye ihtiyaç duymadan, sadece haberlerdeki tutarsızlıklar üzerinden bile böyle bir rakamın afaki olduğunu anlar ama biz bunu doğru kabul edelim. Yani çok, çok, çok turist geldi. Turisti kısaca “gittiği yere ilgi duyan, orada mutlu olacağını düşünerek gelen insan” diye tanımlayarak gelenlerin aslında “pozitif” modda geldiğini düşünmeliyiz. Peki biz onlara nasıl bakarız “Bölgemizin temel gelir kaynaklarından olan turizmi besleyen, çeşitliliğiyle renk katan insanlar”. Yani biz de pozitifiz. Peki “9 günlük bayram tatili”nde ortaya çıkan manzara ne? -Trafik keşmekeşi -Konaklama sıkıntısı -Her hizmet alanında yetersizliğin tavan yapması -Çöp ve tuvalet rezilliklerinin yarattığı negatif duygular. Gelen insanlar trafikte, konaklamada, yeme-içmede, tuvalet-çöp hizmetlerinde rezillik yaşadılar. “Yeryüzü Cenneti” denilen ilimizin güzellikleri yerine eziyetini çekip gittiler. Hep konuşuruz; “Bu insanlar buraya gelip 10 gün tatil yapıyorlar sonra 1 yıl bütçelerindeki bu açığı kapamaya çalışıyorlar” diye. Evet bu kalitesiz 9 gün onların bütçelerine açık bölgemize gelir bıraktı. Bütün yılını burada yaşayan bizler 9-10 gün sakin ve konforlu yaşantımızdan feragat etmemiz gerekti ama birçok vatandaşımıza/esnafımıza getirisini bildiğimiz için bu kalabalıktan pek şikayet edenimizin olmadığını düşünüyorum. ÇÖPLERİNİ ATTILAR? Günlerdir “bereket versin” değil de “Çöplerini attılar” feryadı var. Marmaris Belediyesi bu konuda açıklama yapmış: “Günde 3 yerine 9 kere çöp topladık yine de yetişemedik” diyor. Bundan başka bir anlam da çıkmıyor mu?: “Marmaris’te en az 3 kat fazla tüketim olmuş” Marmaris Belediye Temizlik İşleri Müdürü Barış Ünlü: "Vatandaşımızda dini bayramlarda tatil yörelerinde çadır kurmak gelenek haline gelmiş. Önümüzdeki yıl Marmaris'te gelişi güzel her yere çadır kurulmaması için bir dizi girişimlerimiz olacak. İlçe Turizm Komisyonu'na bu konuda raporlarımızı ve yapılan çevre tahribatını belgeleyen fotoğraf ile videoları sunarak her yere çadır kurulmasını yasaklatmayı planlıyoruz. Komisyonun vereceği karara göre belirlenen alanda çadır kurulmasına izin vereceğiz. Ormanlarımızın her yeri tuvalet alanı olmuş durumda ve çok kötü kokular yayıldı. Yalancı Boğaz, Aktaş, Adaağzı, İnbükü, Selimiye,Orhaniye gibi bir çok ormanla denizin birleştiği kırsal mahallelerde 1000'nin üzerinde çadır kuruldu. Kurulan çadır kentlerden günlük 5 ton çöp çıktı" Evet bu “9 günlük bayram tatili” bir çok sıkıntıya neden oldu. Bu sıkıntıların bir daha yaşanmaması için duyarlı davranan kamu yöneticileri Barış Ünlü’nün yapmaya çalıştığını yapmalı; “düzenli çadır alanları” üretilmeli, başta oldukça eksik görünen trafik polisi sayısı olmak üzere hizmetin her alanında yeterli istihdamı sağlamalı. NİÇİN “TURİZM MASTER PLANI” YOK? Tabii işin aslı ciddi bir “Turizm Master Planı” hazırlamakta. Her işimizde olduğu gibi “kendiliğenci” bir tavır alıp; yıkıcı etkileri görülen, doğamızı ve yaşam tarzımızı darmadağın edecek “Kitle Turizmi” girdabında sürüklenmeye devam mı edeceğiz yoksa bu konuda başta turizmciler olmak üzere birçok kesimin yıllardır süren feryadına kulak verip bir planımız olabilecek mi? İlgilenenlere önerelim: Orman Bakanlığı’nın “Muğla İli Doğa Turizmi Master Planı 2013-2023” çalışması konunun İstanbul plakalı yada vs plakalı araçların eleştirilmesinden çok daha derin ve vahim olduğu konusunda ciddi uyarılar/öneriler sunuyor. Son söz: Turiste akıl vermek iyi de turistin olmadığı aylarda biz çöpümüze/doğamıza çok mu duyarlıyız?