Geçtiğimiz hafta Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi (DALKO) başkanı Arif Yalılı ile yenilenmekte olan işletmeyi gezip sohbet etme imkanı buldum. Bu günkü yazımı Yalılı’nın açıklamalarına ayırdım. Sit bölgesinde olduklarından yeni bina yapma imkanları olmadığı için eski yapıların tamamından en verimli şekilde yararlanabilecekleri bir tadilat projesi yapmışlar. Amaçları üretimde verim ve kalite için entegre bir tesis haline gelmekmiş. Bilmeyenler için söyleyelim: DALKO, 1971 yılında Köyceğiz’de balıkçılıkla uğraşan vatandaşlar tarafından kurulmuş bir kooperatif. O zamanlar Köyceğiz ilçesi Ortaca ve Dalaman’ı da kapsadığı için başkan Arif Yalılı’nın da vurguladığı üzere “Sadece Köyceğizli’nin değil Ortaca ve Dalamanlı’nın da malı” Köyceğiz Gölü’ndeki üretim ve avlanma hakları DALKO’ya ait. Kooperatifte öne çıkan ürünler çupra, levrek, kefal, mavi yengeç, balık yumurtası. Üye sayısı vefatlar vs. nedenlerle 600’den 520’ye düşmüş. “Usulüne uygun balıkçılık yapan yeni üyeler alacağız tabii” diyor başkan. Sigortalı, sendikalı 72 çalışanı var. Kooperatif Başkanı Arif Yalılı geçmiş yönetimden çok dertli: “Böyle bir idare olabilmesinin düşünülmesi dahi mümkün değil” diyor. “Akdeniz ve Ege’deki tüm kooperatifleri biliyorum. Burası Türkiye’nin en büyük kooperatifi. Çoğu kooperatif 5-10 kişinin bir araya gelmesiyle oluşturulmuş aile şirketi gibi yapılar. Ben bu kooperatifte daha önce; 1986-2002 arasında 14 yıl başkanlık 2 yıl da yönetim kurulu üyeliği yapmış bir kişiyim. 22 Nisan 2017 tekrar görevi aldım. Aslında, 2017 seçimi öncesi bir grup arkadaşla bir araya geldik. Kooperatifin durumunun farkındayız: ‘yıkılsın mı, mücadele mi edelim?’ dedik. Bazı arkadaşlar ‘İlgilenmeyelim, biz bu ortağı çok uyardık: yıkılsın’ dediler. ‘Bize tarlayı tokatı mı sattıracaksın?’ deyip kimse yanaşmadı. Oturduğum yerden bana güvenen arkadaşlarımdan emrivaki yönetim ve denetim kurulu listelerini oluşturdum. Biz borç 3 milyon diyorduk ama 3,5 milyonu aşmış. 18 ayda 3 milyonunu ödedik 1 milyonluk da yatırım yaptık. Soğuk havalar, araç-gereç, tekneler vs. Hiçbir şey kalmamış, bıraktığımız her şey sıfırlanmış. Gölün içine çakılan kazıklar bile çürümüş teller tutmuş kalmış. Çalışanların 7 ay maaşları ödenmemiş; 70 personelle bıraktığımız işletme 39 kişiye kadar düşmüş. Kooperatifin tasfiyesi an meselesiydi yani.             NASIL KURTARDIK, NELER YAPACAĞIZ Aylarca burada yatıp kalktık. Yapabileceğimiz ne varsa yaptık. Dalyan’a gelen tüm turistlerin işletmemize de gelmesini sağlayarak gelir elde etme yoluna gittik vs. Burada yaz balığı ve kış balığı olur. Bu yıl yaz balığında kurulduğu günden beri en yüksek rakamı yakaladık, kış balığında da en yüksek rakamı yakalayacağımıza inanıyorum. Mevcut binalarda tadilat yapıyoruz. Ülke çapında faaliyet gösteren birçok büyük market zinciri bizden mal istiyor ama barkod numaramız dahi yok. İşletme Belgemiz iptal edilmiş. Şu anda bu kuruluşlara mal veremediğimiz için cüzi rakamlarla aracıyla Mersin üzerinden Suriye ve Mısır’a mal gönderiyoruz. Önce iç piyasaya mal vereceğiz, İhracat Belgemizi alıp ihracatı da kendimiz yapacağız. 1999-2000 yıllarında Muğla Su Ürünleri Birliği’ni Orhan Kılıç’la beraber kurmuştuk. Onların küçücük bir tane üretim havuzu vardı şimdi Dünya’ya hükmediyor. Bunu özel sektör yapabiliyorsa biz de yapabiliriz.”             FETÖ’CÜ HAKİMLER AKLADI Arif Yalılı, 5-6 arkadaşıyla birlikte 2011 yılında da eski yönetime karşı dava açmışlar. O olayı da şöyle anlatıyor Yalılı: “2011 seçimli genel kurulu öncesi DALKO para dağıttı. Biz bu 300-500 milyar paranın kaynağını sorduk, kayıtlarda bulunamadı. Bu sefer başkan ‘ben cebimden dağıttım’ dedi. Bu etik olmadığı gibi doğru da değil. Biz doğma büyüme Dalyanlıyız, birbirimizi biliriz. Tabii ki paranın kimde olduğu belli olmaz ama ben ne böyle bir gücü ne de böyle bir bonkörlüğü olduğuna inanmıyorum. O dönemde siyasiler devreye girdi, bunları aklayan hakimler FETÖ’den hapse girdi. Sonra Yargıtay davayı bozdu şimdi yargılamalar devam ediyor. Göreve gelince biz de dava açtık: Kooperatifin demirbaşları yok, araçlar-gereçler yok. Tamircilere verilmiş, takip edilmeyince onlar da satmış.” Arif Yalılı bundan sonrası için ortaklara çağrı yapıyor: “Malın sahibi ortaklardır. Benim dışımda projesi olmayan birisi gelseydi ortaklar ciddi cereme çekerdi. ‘Mahkeme Kadı’ya mülk değil’ 3 yılda bir seçimli genel kurul yapılıyor. Yönetim ve Denetim Kurulu var. Herkes üstüne düşeni yapmalıdır. Biz bu kötü süreci atlattık ama seçtikleri kişileri takip etmezlerse kooperatif batmaya mahkumdur. Seçim sonrası Nisan-Mayıs aylarında durum raporlarını ortaklara mektup olarak gönderdik. Sonrasında neler olduğunun takipçisi olsunlar.” Yerele yeterince ürün verip veremediklerini sorduğumda da “Satış noktalarımızda her zaman balık bulmanız mümkün ama ürünü riske edecek miktarda değil tabii. İyi fiyatla toptan satışımız kooperatif için önemli” diyor. Başkana daha sağlıklı, sürekli bilgi akışı ve şeffaflık için internet ortamını daha verimli kullanmaları dileğimi ilettim ve sohbeti sonlandırdık.