Aday belirleme sürecinde en fazla kaosun yaşandığı ilçelerden biri olan Fethiye’de Behçet Saatcı’nın adaylığı kimse için sürpriz olmadı. Uzun bir süre hangi partiden aday olacağıyla ilgili spekülasyonların yapıldığı Fethiye’nin efsane başkanı olarak anılan Behçet Saatcı’nın İYİ Parti’den adaylığını ilan etmesiyle sahadaki hareketlilik de artmış durumda.
Sürecin başlarında bir gazeteye verdiği belirtilen demecinde Cumhur İttifakından adaylığa göz kırptığı iddia edilen Behçet Saatcı son ana kadar adaylığını beklemeye almıştı. Hatta bu demeci Cumhur ittifakından adaylık için piar yapıyor yorumlarına bile sebep olmuştu. Hem CHP kanadında hem de AK Parti kanadında süren belirsizliğin MHP’nin AK Parti aday adayını ittifakın adayı olarak öne sürmesiyle Behçet Saatcı’nın ne yapacağı ve nasıl bir yol izleyeceği biraz daha belirginleşmeye başlamıştı. CHP kanadının da mevcut başkan Alim Karaca ile yola devam etme kararı almasının ardından Behçet Saatcı İYİ Parti’den adaylığını ilan etti.
Kim ne derse desin Behçet Saatcı isme Fethiye için öyle sıradan geçiştirilebilecek bir isim değildir. Geçmişte başkanlık yaptığı dönem üzerinden eleştirilebilir ancak yaptıkları ve Fethiye halkıyla kurduğu bağ kimsenin sıradanlaştırabileceği yahut yok sayabileceği bir husus değildir. Bunu rakipleri de bilmektedir zira Behçet Saatcı’nın adaylığını ilan etmesinden sonra Fethiye’de siyasetinde taşların yerinden oynadığını söylemek abartı olmayacaktır.
Bu girizgâhtan sonra gelelim asıl meseleye… Behçet Saatcı geçtiğimiz günlerde seçim çalışmaları kapsamında hazırlanan ve resmi sosyal medya hesaplarından paylaşılan bir videoda kullandığı cümlelerle AK Parti kanadında derin fay hattı oluşturabilecek cümleler sarf etti. Aslında Behçet Saatcı’nın söylediği sözler AK Parti içinde siyaset yapan birçok kişinin kapalı devre dile getirdiği bir konuydu. Bir nevi malumun ilamıydı da diyebiliriz. Farklı olan, Sayın Saatcı’nın lafı dolandırmadan dümdüz ve adrese teslim dile getirmesiydi.
Öncelikle Sayın Behçet Saatcı bahse konu videosunda neler söylüyor ona bir bakalım. Saatcı videosunda özetle diyor ki “AK Parti içinde olan bir grup hali hazırdaki Cumhuriyet Halk Partisinin belediye yönetimi bir dönem daha devam etsin diye oyun kurdu. AK Parti’nin kazanmasından MHP’nin kaybetmesinden daha çok yol açılarak hali hazırdaki yönetimin bir beş yıl daha devam etmesi için plan hazırlandı. O yüzden arkadaşlar dediler ki abi birikimin var, tecrüben var ondan dolayı hep beraber biz seni destekleyelim. Ama hepimiz aynı geminin içinde olalım. O yüzden AK Partilisi, CHP’lisi, Memleket Partilisi, İYİ Partilisi bir araya geldik. Bu oyunu bozmak bize düştü…”
Böyle dedi Behçet Saatcı. Açıkça demek istedi ki AK Parti’nin içinde bir grup CHP’ye çalışıyor. Bunun en açık ve en net ifadesi budur. Bu vahim bir durum. Bunu söyleyen kişi duyumlarla, söylentilerle hareket edecek bir isim değil. Bunu söyleyen kişi 30 yılı aşkın siyasi deneyime sahip ve Fethiye’yi hem siyaset olarak hem toplum olarak hem de kent bilinci bağlamında avucunun içi gibi bilen biri. Öyleyse bu iddia basit bir söylemmiş gibi geçiştirilmemeli zira AK Parti içinde kapı kapı dolaşarak oy isteyen, gecesini gündüzüne katarak çalışan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duyduğu sevgi nedeniyle Fethiye’de onun gösterdiği aday kazansın diye çoluğunun çocuğunun rızkı için ayıracağı vaktini parti çalışmalarında harcayan yüzlerce hatta binlerce samimi insan var. Dolayısıyla bu iddiayı basit bir söylemmiş gibi geçiştirmek mümkün değildir.
Behçet Saatcı’nın bu hususu dillendirdiği videosu hala paylaşılıyor, merak edenler bu yazıdan sonra biraz daha dikkatle yeniden bu videoyu izleyebilirler. Bu iddia aynı zamanda birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Mesela Sayın Behçet Saatcı bu cümleleri niçin kurdu? Öyle ya, bir bildiği var ki bu cümleleri tekrar ede ede, altını çize çize kullandı ve kamuoyuna bu söylemini yüksek perdeden iletti. Peki, neden şimdi? AK Parti içindeki bu grup AK Parti içinde siyaset yapıyor görünerek sadece bu gün mü bu oyunu kurguladı yoksa geçmiş dönemlerde de bu süreçler yaşandı mı? Böyle bir grubun varlığından partinin il ve ilçe yönetimlerinin haberi var mıydı? Yoksa onlar da bu sürecin bir parçası olarak mı siyaset yaptılar?
Sorularımıza devam edelim, Sayın Behçet Saatcı’nın dile getirdiği ve tabiri caizse Fethiye’de AK Parti’ye ihanet eden bu grup kimlerden oluşuyor? Bu grup kaç seçimdir partinin kaybetmesi için çalışıyor? Sayın Behçet Saatcı’nın belediye başkanı seçildiği dönemlerde de bu grup etkin bir şekilde AK Parti’nin aleyhine çalışıyor muydu?
Biz sorularımıza devam edelim, Sayın Behçet Saatcı’nın dile getirdiği AK Parti’ye ihanet eden bu grubun başını kimler çekiyor? Mesela bu gün Sayın Saatcı’nın ekibinde AK Parti’nin uzun yıllar ilçe başkanlığını yapmış Kadir Sarıhan gibi Fethiye siyasetinde özgül ağırlığı olan bir isim var. Sayın Kadir Sarıhan bu konuya açıklık getirebilir mi? Fethiye’de AK Parti’ye ihanet eden bu grup Sayın Kadir Sarıhan döneminde de aktif olarak partinin aleyhine çalışıyor muydu? Çalıştılar ise Kadir başkanın bundan haberi var mıydı? Var ise bu gruba karşı herhangi bir mücadeleye girişmiş miydi?
Sorularımıza devam edelim. Sayın Behçet Saatcı Fethiye’de AK Partiye ihanet sayılması gereken planlamaları yapan bu grubun içinden kişi veya kişilerle, geçmişte veya bu gün doğrudan veya dolaylı hiç temasta bulunmuş mudur? Bu soruyu çok fazla detay olarak görenler çıkabilir ancak iddiayı dile getiren kişi öyle sıradan, ne söylediğini bilmeyecek biri değil, o yüzden bu sorunun cevabı mühimdir. Sayın Saatcı’nın dile getirdiği bu grup öyle anlaşılıyor ki parti içinde doğrudan görev alan kişi veya kişilerden oluşmuyor. Tersine bu ihanet çetesi, parti yönetiminde görev alanları da yönlendiren, onlara istedikleri gibi at koşturtan, siyaseten ve ekonomik olarak güçlü, istediklerini yaptırabilen, istediklerini istedikleri istikamete yönlendirme gücüne sahip kimselerden oluşuyor olmalılar.
Biz mevzunun daha net anlaşılması için sorularımızı daha detaylı ve daha kapsamlı bir şeklide sormaya devam edelim. Sayın Saatcı’nın dile getirdiği bu grup il yönetimlerini, il başkanlarını, belediye başkan adaylarını, milletvekili adaylarını belirleyebilecek kadar güçlü bir çete grubu olabilir mi? Zira Muğla temsil nezdinde Ankara gibi bir siyasi arenada öyle sanıyorum ki hiç bu dönemki kadar zayıf kalmamıştır. Bunu sadece iktidar partisi kanadı için söylemiyorum, Muğla geneli ve tüm partilerin temsil bilinci bağlamında söylüyorum. Peki Sayın Saatcı’nın bu hakikati böylesine açık yüreklilikle dile getirmesi Fethiye AK Parti içinde nasıl bir reaksiyona sebep olacaktır? Sahi olacak mıdır? Yoksa herkes üç maymunu oynamaya devam mı edecektir?
Yazımızın sonuna doğru yaklaşırken şu soruyu daha sormakta da fayda mülahaza ediyorum. AK Parti’den aday adaylıklarını açıklayan siyaseten tecrübeli, partide uzun yıllar siyaset yapmış, belediye meclis üyeliklerinde bulunmuş hatta geçmiş dönemlerde belde belediyelerinde başkanlık yapmış kimselerin tercih edilmeyip, onların yerine toplum tarafından bilinirliği düşük, siyasi tecrübesi yok denecek kadar az birinin ittifakın adayı olarak belirlenmesinde bu grubun bir etkinliği var mıdır?
Sorularımızı biraz daha somutlaştırarak soralım. Şöyle ki, Fethiye AK Parti içinde Sayın Saatcı’nın var olduğunu iddia ettiği bu grup, AK Parti’nin geçmiş dönem adayları Sayın Muhsin Eryılmaz ve Sayın Muhittin Kayabaş’ın adaylıkları döneminde kime çalışmışlardır? Kimin kazanması için gayret etmişler, kimin kaybetmesi için samimi insanların emeklerini suiistimal etmişlerdir? Bence Sayın Saatcı’nın bu iddiası derinlemesine irdelenmeli ve parti gerçek manada silkelenmelidir.
Cevaplarını bulmakta zorlanacağımız sorular sorduğumun farkındayım ancak soru faslını şu cümlelerle bitirmekte fayda görüyorum: “AK PARTİ İÇİNDEKİ BİR GRUP FETHİYE’DE CHP ADAYINA KAZANDIRMAK İÇİN ÇALIŞIRKEN CHP İÇİNDEKİ BİR GRUP DA SEYDİKEMER’DE AK PARTİ ADAYININ KAZANMASI İÇİN Mİ ÇALIŞMAKTADIR? ANLAŞMA BU MUDUR?”