Haber yazıları, belli bir zamanda ve yerde meydana gelen olayları merakı giderecek düzeyde ayrıntılı ve anlaşılır bir dille aktarır. Bir haber yazısında 5N1K (Kim? Ne? Nerede? Ne Zaman? Nasıl? Niçin?) sorularının cevapları yer alır. Köşe yazılarını ise sanat gibi düşünebiliriz, kısaca bahsedecek olursak, kişisel eleştiriler ve kişisel görüşler yer alır. Bizim işimiz habercilik olduğundan dolayı çoğu zaman haber yazıları kaleme alıyoruz, köşe yazılarını ise işin ustalarına bırakmaktayız… Fakat, meydana gelen bir hadisenin haber niteliği taşımaması ve cevabı hak etmesi nedeni ile bu satırları kaleme almanın doğru olacağını düşündüm. Geçtiğimiz günlerde gazetemiz üstü kapalı şekilde, birilerinden ilan reklam alarak bir takım olaylara göz yummakla suçlandı. Söz konusu haberde; Ulusal TV’lerden birinde yayınlanan bir programdan anekdotlar kullanılarak, bu anekdotlardan öncede internet sitemizden alınmış, gazetemizin logosu ve konuyla ilgili yayınladığımız haber kullanılarak, ilan, reklam alındığı ve sessiz kalındığı yönünde sinsice, üstü kapalı suçlamaya yer verildi. Habercilik etiği açısından böyle bir suçlama asla kabul edilemez. Ayrıca, gazetemizde ve sitemizde yayınlanan haber ilgili kişilerin ağzından verilmiş. Asla yorum, övgü ve yergi eklenmeyerek, Haber Yazısı/Köşe Yazısı ayrımı gözetilmiştir. Bilinmesini istediğim, gazetemizin dün olduğu gibi bugün ve yarında ilkeli duruşuyla kimsenin adamı olmadan yayın hayatına devam edeceği, bölgedeki olayları Haber Yazısı/Köşe Yazısı ayrımı gözeterek, yorum yapmadan, kimseyi övmeden ve yermeden ilgili kişilerin açıklamalarıyla yansıtarak “ayna” görevini üstlenmeye devam edeceğidir. Eee… kardeşim sadede gel dendiğini duyar gibiyim, sözün özü şudur gazetemize karşı bu ithamı yapan şahısları suçlamalarını ispata davet ediyorum… Başta da söylediğim gibi İSPATLAMAYAN MÜFTERİDİR…