Muğla; eşsiz doğası, iklimi ve güneşi ile önemli bir turizm şehri olmanın yanı sıra gerek kırsal nüfusu gerekse ekolojik avantajları sayesinde önemli bir tarım kenti. İngilizcedeki karşılığı Citrus Fruit olan ve adını turunç ağacından alan Turunçgiller için Türkçe de kullanılan bir sözcük daha mevcut: Narenciye. Portakal, limon, mandalina, greyfurt ve turunç gibi ekonomik değeri yüksek Citrus cinsi meyve ağacı türlerini içine alan bitki topluluğu olan narenciye; Köyceğiz, Ortaca ve Dalaman’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından birisi. Muğla'da yıllık ortalama 250 bin ton civarında olan narenciye üretimi Köyceğiz, Ortaca ve Dalaman’da yoğunlaşmış durumda. Bu üç ilçenin üretimi Muğla’nın toplam üretiminin yaklaşık yüzde 90’ını oluşturuyor. Köyceğiz’in üretiminin neredeyse tamamında portakal var, Muğla’nın limon üretiminin hemen hemen tamamı başta Ortaca olmak üzere Köyceğiz ve Dalaman’da. Narenciye ekolojisi denildiğinde ise akla gelen elbette iklim ve toprak özellikleri oluyor. Narenciyenin yayılma alanını belirleyen etmen büyük oranda sıcaklık. Hem düşük hem de çok yüksek sıcaklıklar meyve verimliliği ve kalitesi üzerinde son derece büyük bir etkiye sahip. Narenciye türleri düşük sıcaklıklara dayanıklı değil. Don ise narenciyeyi öldürüyor. 12-13 derecelerde başlayan narenciye gelişimi, 18-20 dereceye kadar hızlanan bir eğilim gösteriyor ve 25-28 derecelerde tepe noktasına ulaşıyor. Yani bu nokta büyümenin en hızlı olduğu yer. 30-32 derecelerde artık yavaşlayan büyüme ve gelişme 38-39 derecelerde neredeyse duruyor. Bu derece yüksek sıcaklıklarda önce tomurcuklar, sonra çiçek ve son olarak da küçük meyveler yanıyor. Ayrıca yüksek sıcaklıktan dolayı ortaya çıkacak aşırı su kaybı yaprakların ölümüne ve meyvenin dökülmesine neden olabiliyor. Narenciye bahçelerinin soğuk hava akımlarından korunması gerekiyor. Çünkü sıcaklık kadar rüzgar da narenciye üretimi için bir etken. Rüzgarın gerek şiddeti gerek soğukluğu narenciyeyi olumsuz etkileyebiliyor. Aşırı rüzgarda dokular ve meyveler yaralanıp berelenebiliyor. Ayrıca aşırı rüzgarın buharlaşmayı artırarak meyvenin kalın kabuklu, kaba bünyeli olmasına neden olduğu da bilinen etkileri arasında. Maalesef narenciye üretiminde etkili aşırı sıcak ve rüzgar, mayıs ayı içinde çiftçimizin başına adeta kara bulut gibi çöktü. Geçen hafta mevsim normallerinin üzerindeki hava sıcaklıkları ve ardından gelen sert poyraz narenciyeye zarar verdi. Aşırı sıcaklar ve poyraz, narenciye üreticilerinin henüz sezonun başındayken moralinin bozulmasına sebep oldu. Yaşanabilecek zarar, bölge ekonomisine olduğu kadar ülkemizin yaş meyve sebze ihracatına da olumsuz yansıyabilir. Bu dönemin narenciyenin çiçek döktüğü zaman olması nedeniyle zararın şuan için tam olarak hesaplanması pek mümkün görünmüyor. Ama zararın yüzde 50-60’dan az olmayacağı ön görülüyor. Narenciyede zararı 15 Haziran’dan sonra göreceğiz. Ziraat odaları, üreticiler ve siyasiler bu durum nedeniyle Sakaraltı’nın acilen afet bölgesi ilan edilmesini istedi. Zaten; Türkiye, mayıs ayında temmuz sıcağı yaşarken, meteoroloji, iklim değişimi, afet ve acil durum uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Sıcak hava dili üç dört gün sürerse, hava sıcaklığı da mevsim normallerinin 10 derece üstünde olursa, biz buna sıcak hava dalgası deriz, bu bir afettir.” sözleriyle uyarmıştı. Bu durum tarım sigortası kapsamında değerlendirilmeli ve çiftçilerimiz desteklenmeli. Üreticinin kredi borcu ödemeleri ertelenir ve faizsiz kredi desteği sağlanabilirse çiftçi nispeten rahatlayacaktır. Ağaçları sıcak ve poyrazdan zarar gören üreticiler ise ilçe tarım ve orman müdürlüklerine başvurup zarar tespit raporu almalı. Gelir kaybına uğrayacakları tahminiyle, alınacak bu raporlara göre zararın boyutu daha net ortaya çıkacak ve kredi borçlarının ertelenmesi için gerekli girişimlerde bulunma şansı olacaktır.