Siyaset arenasın da değişim ve dönüşüm hız kesmiyor ve herkesin aklını  bu değişim ve dönüşümden karıştı. Bu durum, ideolojilerin iflası mı,  yoksa partizanlık mı ? Dünün düşman kardeşleri, bu gün yan yanalar. Dün ne söylemişlerse, bu gün tam tersini söylüyorlar. Liderler kendileri ile çeliştikleri bu tutumları ile liderlik gösterip çözüm mü üretiyorlar, yoksa  çözüm üretemediklerinden dolayı çaresizlik  düşman kardeşleri bile yan yana mı getiriyor. Herkesin aklı karıştı vallaha… Mecliste ki partilerin dünü-bugünü ile ilgili kısa kısa  hatırlatmalar ile konumuzu açayım.. Ak parti dün Fetö’ye  laf söyletmiyordu, bu gün fetöcü avında. Çözüm sürecinde terör örgütü pkk ile yan yana geldiniz diye eleştirenlere köpürüyordu, bu günde pkk nın tepesine bomba yağdırıyor. Milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım diyordu, bu gün Cumhur ittifakın da Mhp ile yan yana geldi.. Cumhuriyet Halk partisi dün Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını engellemek için elinden geleni yaptı, bu günde aynı Abdullah Gül’ün çatı adayı olup,Cumhurbaşkanı seçilmesi için elinden geleni yaptı. Dün Faşist ve ırkçı dedikleri Ülkücüler ile bu gün Akşener vasıtasıyla yan yana geldi. Dün siyasal İslamcıları Cumhuriyet düşmanı,irticacılar olarak görüyorlardı,bu gün ise Saadet partisi ile yan yana gelip, Cumhuriyeti kurtarmaya çalışıyorlar. Dün Demirtaş demokrasi için baş tacıydı,bu gün ise Akşener baş tacı oldu ve koruyup,kollamak adına milletvekili transferine bile şahit olduk.. HDP, dün  pkk başta olmak üzere, alfabenin tüm harflerinden oluşan terör örgütlerine sırtını dayadığını söylüyorlardı, bu gün ise demokrasi nutukları çekiyorlar. Dün “ çukur “ kazarak, Mehmetçiğimize ,polisimize kurşun sıkarak şehit edenlere destek oluyorlardı, bu gün faşist dedikleri,ırkçılıkla suçladıkları ülkücülerin “bir kesimi” ile yan yana aynı cephede olabiliyorlar. MHP ,dün çözüm sürecinde ,ak partinin izlediği siyaseti devlete ihanet olarak görüp, ak partiyi devlete ihanet emekle suçluyor ve hesap soracağını söylüyordu, bu gün ise devlete ihanet ile suçladığı ak parti ile yine devleti kurtarmak için yan yana gelip, Cumhur ittifakını kuruyor ve Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayımızdır diyordu… Partilerin tablosu kısaca bu. Örnekleri  çoğaltmak mümkün. Derdim hiçbir partimizi hedefe oturtmak ve karalamak değil. Bu kadar hızlı değişim, ideolojik kayma ve geleneksel parti kimliklerinden sapmanın adını koymaya çalışıyorum. Bazılarınız demokrasi mücadelesi veya ülkenin bekası gibi gerekçeleri sunabilir. Katılmasam da saygı duyarım. Parti içinde bile demokrasiyi işletemeyenlerin, ülkemin insanına demokrasi iklimini yaşatacaklarını, rüyamda görsem bile inanmam. Ülkenin milli meselelerinde bile birlik gösteremeyenlerin, devletin bekasından konuşmaları da bana çok inandırıcı gelmiyor.. Hayatta yan yana gelemeyecek olanların, yan yana geldiği bir tablo var ortada… Partiler resmen değişti ve dönüştü.. Bunu nasıl okumalıyız..? Savrulma mı ? İdeolojik iflas mı ? Partilerin dizayn edilmesi mi ? Demokrasi ve vatan aşkı için bu görüntü ve tabloya razı olup,çözüm ürettiklerini mi ? Sizi bilmem ama ben siyaset kurumunun iflas ettiğini,çözüm üretemedikleri için de DEĞİŞİM-DÖNÜŞÜM Sürecine savrulduklarını düşünüyorum. İç ve dış güç odaklarının partileri kıskaca aldığını, baskı oluşturdukları içinde partilerin geleneksel çizgilerinden ziyade, gündeme göre pozisyon alır hale geldiğini düşünüyorum ve şu tabloya baktığınızda  “ Milliyetçi,siyasal İslamcı, Atatürkçü, devrimci, Ülkücü, pkk’lı  ve sosyalist” olmanın farkı kaldımı ? Türkiye iki cepheye şahitlik ediyor ve iki cephede ki partiler herkesle yan yana gelebiliyorsa şucu veya bucu olmanın, kendini siyasal olarak ifade etmeninde artık bir anlamı kalmamış diye tabloyu değerlendiriyorum. HERKES GİBİ ŞAŞKINIM. HERKES GİBİ HIZLI DEĞİŞİM ve DÖNÜŞÜMÜ TAKİPTE ZORLANIYORUM..Değerlendirmelerim de hata varsa inanın bu hızlı değişim ve dönüşüme yetişemez duruma gelmemizdendir.Bu hız inşallah demokrasimize ve milletimize kaza yaptırmaz…